Last updated on Eylül 18, 2021
Sıffin (Kasitin) Savaşı ; İmam Ali (aleyhisselam) ile ona isyan eden Muaviye arasında gerçekleşen savaşın ismidir. Kasitin savaşı Hicretin 37. yılı Safer ayında (miladi 657) Şam’ın Fırat yakınlarındaki “Sıffin” bölgesinde meydana gelmiştir. Bu savaşta Muaviye ve ordusuna Kasitin (zalimler) lakabı verilmiştir. Şam ordusu savaşın ortalarında yenilmek üzereyken Muaviye’nin askerlerinin hileye başvurarak Kur’an-ı mızrakların ucuna takması, İmam Ali’nin (aleyhisselam) ordusundan bazılarının savaşı bırakmalarına neden oldu. Neticede hakemiyet için iki taraftan hakemler seçildi ve savaş sonuç alınamadan son buldu.[Yakubi, c. 2, s. 188; Halife, s. 191.]
Cemel savaşından sonra Hz Ali aleyhaisselam KUFE’de idi. Muaviye’ye Osman’ın ölümünden sonra hilafetin İmam’ın kendisinde olması sebebi ile biat için gelmesini emretmişti ve Şam’a yerine Abdullah b Abbas’ı halife tayin etme düşüncesindeydi.
Sıffın savaşı esasen uzun soluklu bir savaştır. Bu savaş Muharrem ay öncesinde Malik Eşter önderliğinde ordunun Şam’a hareketi ile ŞAM ordusunun saldırısı ile başlamış. Muharremde ateşkes edilmiş ve sonrasında yine Osman’ın ölümü bahanesi ile yeniden başlamıştır. [Caferiyan, s. 276., İbn Muzahim, s. 196., Belazuri, c. 2, s. 305.]
Savaş 11 Sefer’de öyle bir hal aldı ki kılıç sesleri her tarafı almıştı. Tarih bu durumu Leyletul Harir olarak yazmıştır. Nitekim Muaviye ve takipçileri savaşın kaybedileceği kanısına vardılar ve bununla birlikte hile yollarını düşündüler. Ve Amr’ın aklına gelen bir yöntem ile yeni bir gurubun doğuşuna imza attılar.
Muaviye’nin yenileceği esnada AMR Kuran’ın mızrak ucuna takılmasını ve Hz Ali aleyhisselam taraftarlarına doğru gitmelerini emretti. Bu şekilde olan düşman hilesi neticesinde Hz Ali aleyhisselam’ın ordusunda menfi duygular ile savaşanlar İmam’a muhalefet ettiler ve Kuran’a karşe savaşamayacaklarını dile getirdiler. Hz Ai aleyhisselam bunun hile olduğunu söylesede faydası olmayınca Muaviye’ye “SENİN KURAN EHLİ OLMADIĞINI BİLİYORUM” şeklinde mektup yazarak hakemiyeti kabul etmek durumunda kaldı.[İbn Muzahim, s. 490.]
Hakem olayına iten konu şöyle cereyan etti:
Şam ordusu Amr As’ın önerisi ve Muaviye’nin emriyle Kur’an’ları mızrakların ucuna takarak,
“Ey Iraklılar! Artık savaşı bırakalım, aramızda Allah’ın kitabı hakem olsun”
ve başka bir kaynakta da,
“Ey Arapların bir güruhu! Kadın ve çocuklarınızı düşününüz. Eğer size bir şey olursa yarın Rumlara, Türklere ve Parslara karşı kim savaşacak![İbn Muzahim, s. 478.]
diye bağırarak savaşın son bulmasını istediler. Hz. Ali (aleyhisselam) onlara bunun bir savaş hilesi olduğunu, Muaviye’nin Kur’an’ın hükmüne uymak değil kendi bütünlüklerini bozmak amacıyla bu işe giriştiğini söyleyip savaşa devam etmelerini istedi. Fakat savaşın durdurulmasını isteyen askerlerin çoğu hakemiyetin kabul edilmesini istediler. Bunun üzerine Müminlerin emiri Ali (aleyhisselam) savaşı durdurmak ve hakemiyeti kabul etmek zorunda kaldı.
Allah Resulünün (sallallahu aleyhi ve alih) vasisi Ali (aleyhisselam) hakemiyet için İbn Abbas ve Malik Eşter’i seçti. Ahnaf b. Kays’ıda ikinci veya üçüncü kişi olarak önerdi. Ancak bir grup Ebu Musa Eş’ari’nin hakem olmasını dayattı. Şam ehli ise Amr As’ı hakemiyet için tayin etti.[İbn A’sem, c. 3, s. 163.7]
İki hakem kendi aralarında ortak bir karara vardılar. Amr As, hileyle Ebu Musa’yı kandırdı. Hem Hz. Ali‘yi (aleyhisselam) hem Muaviye’yi azledip Abdullah b. Ömer’i halife ilan etme konusunda Ebu Musa’yı ikna ederek halkın huzuruna çıkardı. Ebu Musa Hz. Ali‘yi (aleyhisselam) hilafetten azlettiğini söyledi. Ancak, Amr As, çirkin anlaşmanın gereğini yerine getirmeyerek “Ebu Musa’nın Ali‘yi azletme tavrı bence de çok doğru!” dedi ve ekledi: “Ben de, şimdi Ali‘den boşalmış olan bu makama Muaviye’yi atıyorum!” diyerek Muaviye’yi hilafet makamına atadı. Bunun üzerine Eş’ari ile As arasında sözlü tartışma yaşandı.[İbn Muzahim, s. 545.]
Bu şekilde Muaviye hile ve yalan dolu cümleler ile hilafeti gaspetti. Bu olay sonrası HARİCİler diye bir grup ortaya çıktı ve NEHREVAN’da Hz Ali aleyhisselam’a karşı savaştılar.
Sıffın savaşında tarihteki bilgiye göre iki gurubun toplam kaybı 70 bin kişdiri (45bin helaket,25bin şehadet)
ƏS-SƏLAMU ƏLEYNA VƏ ƏLA İBADİLLAHİS-SALEHİYN. ƏS-SƏLAMU ƏLEYKƏ YA ƏMİRUL-MO’MİNİYN SEYYİDİL-VƏSİYYİN.
ƏLLAHUMMƏ SƏLLİ ƏLA MUHƏMMƏDİN VƏ ALİ MUHƏMMƏD VƏ ƏCCİL-FƏRƏCƏHUM, VƏL-ƏN Ə’DAƏHUM.