Hac dönemi Mekke’de bulunan İmam Huseyn aleyhisselam kendisine karşı görevlendirilen askerlerin tehlikesini sezdiği ve ihtiramının korunmayacağını bildiği için Hac amelini Umre haccına çevirip Mekkeden ayrılma kararı aldı.
İmam (aleyhisselam), Irak’a hareket etmeden önce, Benî Haşim ailesi ve Mekke’de bulunduğu süre içerisinde kendisine katılan bir grup Şiî arasında şu hutbeyi okudular:
“Bütün hamdlar Allah’a mahsustur. Allah neyi dilerse o olur. Kuvvet ve kudret ancak Allah’tandır, Allah’ın salât ve selamı onun Resulüne olsun.”
İmam Hüseyin (aleyhisselam) daha sonra şöyle buyurdu:
“Gerdanlık, kızların boynuna yazıldığı (ona gerekli olduğu) gibi, ölüm de insanoğlunun üzerine yazılmıştır. Yakup, Yusuf’u görmeyi arzu ettiği gibi, ben de atalarımı görmeyi arzu ediyorum. Bana, varacağım bir gatligâh tayin edilmiştir. Öyle ki, o ıssız çöllerin yırtıcı kurt ve hayvanlarının (Kûfe ordusunun), Nevavis ve Kerbela arasındaki bir yerde benim uzuvlarımı parçaladıklarını, aç karın ve boş dağarcıklarını da benim bedenimle doldurduklarını adeta gözlerimle görüyorum. Allah’ın kaza kalemiyle yazılmış olan böyle bir günden kurtuluş yoktur. Allah’ın razı olduğu şeye biz Ehlibeyt de razıyız. O’nun bela ve imtihanı karşısında, sabır ve istikamet gösteriyoruz; sabredenlerin sevabını bize (tamamıyla) verecektir. Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve alih) bedeninin parçası olan evlatları, ondan hiçbir zaman ayrı düşmeyeceklerdir. Cennette de onun yanında olacaklardır; çünkü onlar, Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve alih) hoşnutluğu ve gözünün aydınlığına vesile olacak ve vadesi de (ilahî hükümetin istikrarı da) onların vasıtasıyla gerçekleşecektir.”
İmam (aleyhisselam) sözlerini şu cümleyle sona erdirdi:
“Herkes bilsin ki, bizim uğrumuzda ve Allah’a ulaşmak yolunda canından geçmeye hazır olanlar, bizimle birlikte hareket etmelidir; çünkü ben yarın sabah erkenden hareket edeceğim inşaallah.”(1)
___
1- el-Lühuf, s. 53, Musîru’l-Ahzan, s. 21
Elinize emeğinize sağlık gerçekten eskiye nazaran çok daha iyi gelişmiş.